15 Eylül 2013 Pazar

sanırım artık döndüm

ve giden gider.. arebesk bir cümle ile söze girer yazar... arka fonda çalan şarkı sertab ablamızdan unutursun için yana yanadır.. ne güzel de demiş için yana yana.. yaklaşık 2 yıldır yazmıyorum. nedendir bende bilmiyorum.. bilmem bu gece yazasım geldi.. artık kelimeler susmayacak ve bu volkan ardına bakmadan patlayacak.. saygılar eski bi yazar..

18 Haziran 2011 Cumartesi

İcimde ki Yansımalar

Üzerine bastığımız dünya dönüyorsa, peki biz neden hayat durmuş,herşey bitmiş gibi hareket ediyoruz. Dünya döndükce zaman geciyorsa ve ömrü hayatımız pek uzun değilse neden bu durgunluk, umutsuzluk.. Tarihe bakalım ; kac ülke yıkıldı ve tekrar küllerinden doğdu, saymakla bitmez. O zaman neden insanlar umut etmekten, gözlerini kapamaktan ve sadece pozitif şeyler düşünmekten bu kadar korkuyor. Bu kadar zor mu zamana karşı cıkmak? Meydan okumak, ben varım, hep var olucam demek .. İcimizde ki son ışığa sarılmak neden bu kadar zor? Bir ateş böceği bile fırtınaya meydan okuyup ucabiliyorsa, sorarım size böcekten neyiniz eksik? Dünya döndükçe, umut ettikce, sevdikce,sevildikce herşey değişir, yeterki icimizdeki son ışığı söndürmeyelim.

16 Mart 2011 Çarşamba

Çelişkilegelmişler

parlamak istiyorsan yanmayı bilmen gerek
itüsözlük de okuduğum bir entry de gecen söz üzerine yazasım geldi.. Herkes parlamak ister ama kim cesaret eder yanmaya peki değer mi yanmaya? bu güne kadar kac kez yandık cok kac kez parladık nerdeyse hic parladığımızı gören olmadı , alın size ironi yansan da olmuyor yanmasan da ne yapmak gerek parlamak icin? İnsanlar hep bir şeylerin peşinde koşar ama düşünürler mi hic koşmaya değer mi? Hayat bir maraton olsa yüzde doksanımız finish cizgisini göremeyiz. O zaman ne yapmak gerek bu adil olmayan yarıişta, 2 0 yenik başladığımız macta mücadele etmeye değer mi? Deplasman da 12 kişi ye karşı oynamak nasıl bir hisdir ? Hepimiz biliriz ufak şeyler icin cok fedakarlık ederiz. Ama o ufak şeyler farkında mıdır bizim onun icin harcadıklarımıza.. Dünya adil değilse biz de adil olmak zorundamıyız?

4 Mart 2011 Cuma

Şarkılara isyan

şarap boğazımdan aşağı inerken duygularım yüzeye şarkılarda gecen cümleler ile vuracak bu gece..
"Seni sevdiğimdendir gelirim ben bu yere" demiş birsen ablamız ne de güzel söylemiş. İnsan bir yere gidiyorsa sevdiği icin gider, yorgunluk nedir bilmez, yollar gözünde büyümez, zaman nası gecer anlamaz..
"What if god was one of us" demiş Joan abimiz ya tannrı bizden biriyse demiş ewt ya tanrı bizden biriyse ne olur du bence tanrı kavramı herkesten herkese değişir ama olay şudur: her insan tanrısını kendi yaratır her kararı hakım olduğu zihninin tanrısıdır.
"Eşinle yapacağın ilk dansın da ben geleceğim aklına ağlayakcasın" tezcan abimiz ama küfür etse daha iyi olurdu bence ne beter söz böyle ya. En mutlu günün de aklına düşerim seni üzmekten beter ederim diyor varmıdır byle aşk ya yada siz hic böyle aşık oldunuz mu? bana sormayın bende bu sorunun cevabı yok..
"ah İstanbul istanbul olalı görmedi böyle keder" demiş sezen ablamız da abartmış biraz olur mu öylibie sezen abla 13 milyonluk istanbul da ne kederler vardır sen nerden bilcen.
"Hiçkimse olmadı senin gibi " demiş emre aydın ama sorarım sana emre aydın değer mi bu kadar sevmeye, madem sevdin hani karşılığı ben sana derim ki bu seni üzene tanıdığın şansın yüzde 40 ı nı seni seven bir insana tanısan inan birdaha asla demezsin hickimse olmadı senin gibi diye..
"Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi" dedi Onur abimiz ama oldum olası burdaki romantikliği anlamdım ekemeği tuza banıp yemenin nesi güzel : )
bana kalırsa sevgi ufak şeylerden mutlu olmaktır. Hayat zaten yeteri kadar zor bizi mutlu etmeye calışanın yanında olsak ona güler yüz göstersek sıkıntılarımız ne kadar zor olsada yaslancak bir omuz olduktan sonra gerisi ne kadar zor olabilir ki..

18 Şubat 2011 Cuma

Pusula

Zamanın da ne güzeldi çocuk olmak, tek derdimiz teneffüs zili çalsaya bahcede çılgınlar gibi koşuşturmanın hayalini kurardık. Büyüdük de ne oldu, dertler arttı hayaller değişti. Kimi para derdine düştü , kimi karı kız uğruna rotasız gemi gibi ordan oraya savruldu.
Yaş geldi yirmibeşe, geçmediğim yol, içmediğim su kalmadı. Büyük mutluluklar da yaşadım , hayal kırıklarıda. Kimseye kızmadım ve aynı şekilde kimseyi de takdir etmedim. Bunu kendini beğenmişlik olarak düşünmeyin çünkü ne yaşadıysam kendi kararlarımla ne yaşadıysam yine kendi kararlarımla yaşayacağım, İşin aslı basit, hayat elimizde, kararlar bizde, pusula belimiz de ama düşünmek gerek uzun bir yola yeter mi bir pusula..

12 Kasım 2010 Cuma

Alışıla gelmiş

Ben hiç bir zaman alışıla gelmiş olmadım. Neden mi dersiniz, şu filmi asla izlemem demedim, şu müziği asla dinlemem demedim. Benim bir tarzım var ondan ötesi bana yalan demedim. Mahsun film çekiyor o da kim deyip filmlerini izlememezlik yapmadım, aksine izledim acaba ne yapmış diye. Ben farkları hep daha farklı karşıladım, çünkü biliyordum hayata renk katan farklardır. 24 yaşımda ilk kez jazz dinledim. Hep derdim jazz da ne ya entel işi diye ama denedim gördüm ve beğendim. Belkide ilk kez sözsüz sadece müzik den zevk aldım. Ben korkmadım hayattan yapılmaz denen şeyleri yaptım. Her zaman yaşayarak öğrendim çoğu zaman ön yargılarımı kırdım, kimsenin bakmadığı pencerelerden baktım dünyaya ve her zaman en ufak şeyden mutlu oldum. Ben sıradan olmadım , her zaman beyazlar için deki gibi zenci gibi dünyaya farklı baktım, alışıla gelmişi çoktan aştım..

3 Ekim 2010 Pazar

Büyüdüm de ne oldu !!

Büyüdükce daha sessiz daha sakin oldum ama artık nedense eskisi kadar anlayışlı değilim eskisi kadar sevimliliğimde kalmakdı , ben büyüdükçe kendimden bir parca kaybettim, artık ağzım eskisi kadar laf yapmıyor, artık yaptığım hatalar eskisi kadar masum olmuyor. Büyüdükçe masumiyetğimi yitirdim. Büyüdüm de ne oldu ben hala eski ben değilim büyüdükce karanlıkta kayboldum değiştikçe insanlardan uzaklaştım. Artık ufak şeylerden eskisi kadar mutlu olamıyorum. Özümde iyi olsam da yetmiyor artık ben kötüyüm çünkü büyüdüm.